Modern hukuk sistemi içerisinde yer alan “Delilden sanığa” ilkesi “Sanıktan Delile” anlayışının karşısında geliştirilen ve insan haklarının güvence altına alınmasını hedefleyen önemli bir prensiptir (James ve Nordby, 2003). Adil ve objektif bir yargılamanın yapılabilmesi için olay yerinde bulunabilecek maddi suç delillerinin bilimsel ve teknik yöntemlerle araştırılması, elde edilmesi, dokümantasyonu, usulüne uygun olarak toplanması, laboratuvarlarda incelenerek analizlerinin yapılması olay yeri, fail ve mağdur arasındaki bağı ortaya çıkaracak bağlantının kurulabilmesi açısından vazgeçilmez uygulamalardandır (Gardner, 2016). Maddi suç delillerinin objektif şahitliği, kanun uygulayıcıları tarafından adaletin sağlıklı işlemesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle; Adli bir olayın aydınlatılmasında kolluk kuvvetlerinin en önemli görevlerinden biri olan olay yeri incelemeleri ancak doğru gerçekleştirildiğinde, adli olayların çözülmesinde doğru sonuca ulaşılabilmektedir (James ve Nordby, 2003). Olay yerinde bu ilişkilerin belirlenmesi çalışmalarını kapsayan olay yeri incelemesi, suç soruşturmasının en önemli bölümünü oluşturur (Yükseloğlu ve Ark. 2008). Bu nedenle; olay yeri inceleme; özüne uygun, sistemli ve uyumlu bir şekilde çalışma disiplini gerektirmektedir (Gardner, 2005).